Göçebe Kitabından Alıntılar

Kitap Önerisi_

GÖÇEBE KİTABINDAN

Her öyküden bir alıntı;

SU PARÇASI;

Cadı onu kadınların gözyaşlarından yaratmıştı. Bu kadim bir büyü olduğu için oldukça karışık ve zordu. Yıllarını almıştı. Ve sonunda olmuştu. Gözyaşlarından bir kadındı ve görevi kadınların gözyaşlarını toplamaktı.

Betül Çakıroğlu

KOZA;

Gözlerindeki kopuk, kendinden bile gizlemeye çalıştığı bakışlar etrafındaki her noktayı birbirine bağlıyor, anlam üretmeye çabalıyordu. Zihnine sızmaya çalışan gerçeklikten kaçmak istedi.

Birgül Dikmen

GÖLGESİNDE KAYBOLAN KADIN;

Keskin ve nemli bir bulut düştü kadının gözlerine. Bir şey demek istedi, diyemedi. Onun yerine başını öne eğerek yutkundu. Gözüne, yüzüne dökülen dağınık saçlarından rahatsız olmuyordu bile.

Büşra Tuğba Koç

FOTOĞRAF

Demek ki zaman her şeyin ilacı değilmiş, acıların bir yere gittiği yokmuş. Sadece yaşanılanların üstünü örtmüş, alt raflarda muhafaza etmiş, halıların altına süpürmüş, tozlandırmış, saklamış…

Demet Durmaz Güran

KALABALIK YALNIZLIKLAR

Çantasından kemik çerçeveli gözlüklerini çıkarıp kemerli burnunun üstüne yerleştirir ve rengârenk ipleriyle oyasını tığlamaya başlardı. Bir gün yanına gidip ismini sordum. “Güzel” dedi. Ne güzel isimdi.

Derya Soğukdağ

İNTİKAM

Beni ben yapan herkesten nefret ediyorum., bu hayatı ben seçmedim. Sinsi yılanlar gibi etrafımı sardınız. Önce dost göründünüz bana. Yıllarca aynı masada yedik içtik, bana şerbet diye kan içirdiniz.

Eda Coşkun

ADIGÜZEL PANSİYON

Mavi-beyaz boyalı bahçe demirlerini aşıp sokağa taşan pembe salkım gülleri, çekirdeksiz yediveren asma dallarının arasına karışır; havaların daha da ısındığı temmuzdan sonra güller ve üzümler iç içe geçer, kışkırtıcı kokan bir manzara oluştururdu.

Elif Ayla

EKİM

Yatak odasına girip yatağın üzerine oturdu. Eliyle yeşil pikeyi okşadı. Aklına bu eve ayak bastığı ilk gün geldi. Karşıda duran boy aynasında kendine baktı. Yorgun gözlerindeki morluklar saçlarının siyahı ile yarışıyordu.

Emine Kaya

ANLAT BANA ASUDE

Yemek saati gelmiş. Kalkayım da yemeğimi ısıtayım. Sen de seversin taze fasulyeyi. Zamanında ne çok tartışmıştı anneniz benimle. Yok efendim taze fasulyenin içine patates konulurmuş yok kabak konulurmuş. Sanki türlü yapıyor. Tabi sadece ince ruhlu insanların anlayabileceği bir şey taze fasulye yapmak. Anlamaması normal de, neyse. Anneniz nihayetinde.

Fatma Karaoğlu Cengiz

AYNI GÖKYÜZÜ ALTINDA

Annesinde dinlediği ilk öykü neydi, nasıldı hatırlamaya çalıştı. İçindeki boşluk o öyküleri hep yeni baştan dinlemek istemesi miydi? Yoksa kendini yarım kalan bir hikâyedeki kayıp çocuk hissetmesi miydi?

Gamze Özdemir

ÇAMAŞIRCI HAYRİYE

Dizlerinin üstüne eğildikten sonra sırtını duvara yaslayıp, yere çöktü. Karşısındaki öyle alelade bir manzara değildi. En üst raftan sarkmış bir çarşafın ucu sallanıyor, altında yığılmış bir bine nankörce karışmış çarşafgiller silsilesi âdeta kadına yan gözle bakıyordu.

Gül Yalçın

KABURGA KEMİĞİ

Saliselik göz hareketleri ile bir ona bir kendine baktığında tüketenin o, üretebilecekken tükenin kendisi olduğunun resmini gördü. Yok eden ve var etmek için çırpınan iki bedenin uyumsuz diyalektiği…

Güneş Demet

ANNEME DOĞRU ANNEMDEN UZAĞA

Yanımdan geçen insanların çıkardığı o hafif esinti bir tokat gibi vuruyor yüzüme. Onlarını minicik zannettiği rüzgarları, her geçişte beni devirecek bir kasırga kadar kuvvetli. Sanki ben de her tokatla kendime daha çok geliyorum. İnsanın ruhunu dövmesi böyle bir şey mi acaba?

Hatice Cantürk

ALTIN KAFES

Otuz senedir aynı marka kahve içer, aynı kremi kullanırdı. Asla bildiğinden şaşmazdı, çünkü yeni olan her şey onu korkuturdu. Ne tadacağını ne yaşayacağını önceden bilmek ona huzur ve güven veriyordu.

Hatice Sultan Şamlıoğlu

BİR BEN VAR BENDEN KIRMIZI

Nasip vakte deyice

Dil lâl olur sır âyân olurmuş.

Nihayet beklediği gün geldi çattı. Tomurcuğun ağırlığı boynunu büktü önce.

Huriye Dikici

EDİLGEN BİR GECENİN BİTİŞİ

Sonunu düşünmeyen kahraman kadınlar ordusu olarak anılırız ileride belki de diye bir de slogan yazıyorum hayatıma şu dakika, ne güzel!

Tik tak… Tik tak… Tik tak…

Son yirmi üç dakika…

N. Pınar Aksu

KOĞUŞ

Sabah sayımlarında şöyle bir görünür, hızlıca kahvaltısını eder, öğle yemeğine kadar uyumaya devam ederdi. Zaman çabuk geçtiği için mi yoksa duygularını askıya aldığı için mi bunu tercih ettiğini anlayamazdı. Her an acı çekmektense uyu derdi kendine ve uyurdu çok geçmeden de.

Rukiyye Aydın

SEVDİYE

Şimdi yatağında bir koca yerine tutam tutam dökülen saçları görünce, hayalleriyle hastalığını bir makasın keskin iki ucuyla birbirinden ayırmasını, hayallerini çöpe gidecek basit bir naylon poşete koymasını istiyordu.

Sakine Kızılırmak

BEZ BEBEK

Bu evden ayrılacağı günü bazı geceler hayal ediyordu ama bu şekilde kurtulmak gibi hissedeceğini hiç düşünmemişti. Bu veda neden hem rahatlama hem de huzursuzluk hissi veriyordu anlayamadı.

Seda Uyar

BURGAÇ

Küçülüyorum, küçülüyorum. Annemin cebine sığacak kadar küçülmek istiyorum. Küçülsem ve annemin cebine saklansam. Orada yaşasam. Hiç çıkmasam. Annemin verdiği kırıntılar bana yeter. O kız mandalina vermese de olur artık.

Sümeyra Dernek

KIZ UÇTU

Güneşli bir bahar havası vardı dışarıda. Hayret ettim. Eskiden soba yanıyor olurdu bu mevsimde. Bir serinlik aktı içeri, bir tazelik. Yalancı baharın kandırma yenilenmesini hissetim bedenimde. Dirildim, yeşerdim olamayan yapraklarım söktü dallarımdan.

Yasemin Corcor Şenbayram

MAVİ

Ama olamazdı, çocukluğunda yaşadığı o korkunç şeyleri unutmaya söz vermişti. Kimseye anlatmayacaktı. Hatırlamak dahi istemediği o anıları nasıl dile getirebilirdi ki? Ada yarasını biliyordu ama merhem aramıyordu, sadece kabuk bağlamasını bekliyordu.

Zuhal Uğurtay Ayaydın

“Göçebe Kitabından Alıntılar” için 6 cevap

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com’da Blog Oluşturun.

%d blogcu bunu beğendi: