Kot Pantolon Arka Cepleri

Deneme_

İnsanları incelerken nelere bakarsınız? Yüzler, mimikler, tepkiler, konuşmalar, el hareketleri, taşıdıkları eşyalar işte öyle şeyler.

Trende uyku tutmadı. Ağrıdan. Kitapta o kadar güzel ve eğlenceli ki trende heba etmek istemedim. Bıraktım. Sonuç insanlara bakmaya başladım. Bacaklarını açıp oturduğu için yanındaki koltuktan kalkıp karşındaki koltuğa oturduğum adama dik dik baktım. Tabi bunu anlayacağını düşünmek top yekûn bir saçmalıktı. Yanına oturduğum diğer adam “Öküz her zaman öküz” demişti. Ben de kafamla onaylamıştım. Gördü mü bilmiyorum. Sinirimi paylaşmak güzeldi. Bu sinir süreci de iki durak -daha çok durağım vardı- için de geçince elimde yine bakınmak kaldı. Ama bunu sistemli bir bakmaya çeviremiyordum. Oturma seviyesinden insanlarını yüzlerine bakmak için kafamı kaldırmam gerekiyordu. Ve göz hizamda sıralanan kot pantolon arka ceplerini inceledim.

Eskiden diye düşündüm ve böyle başlayan cümleler kurduğum için yaşlandığıma kesin kanaat getirdim. Levis 501 bir martı şeklindeki dikiş izlerinin arka cepteki duruşunu görünce aklıma gelmişti. Önümde bir tane vardı. Bizim gençliğimizde 501 giymek farkındalıktı. Neden diye sormayın. Şimdiki gençler arasında farkındalık yaratan şeyler ne acaba? Bilmiyordum ama bilmem gerekirdi. Bir ergen annesinin bu konulara vakıf olması gerekir.

Arka cepte kocaman bir W harfi. Onu da sanki hep çok yakışıklı çocuklar giyerdi bizim gençliğimizde yine tabi. Neden böyle bir algım var hiç bilmiyorum. Şimdi kim giyiyor hiç fikrim yok. Başka bir sürü bir sürü iz ve bir sürü arka cep.  O kadar çok marka var ki şimdi benim bildiklerim sınırlı. Arka cepler karıştı. Göz seviyemde topal bir martı var. Bunun ne olduğunu hatırlar gibiyim. Bir de boşlar var. Bomboş. Dikiş yok, sadece bir cep. Benim de öyle bir pantolonum vardı. Çok seviyordum. İyi bir markaydı. Eskidi. Attım. Geri dönüşüme. Bu boş ceplerin hepsi o marka mı emin olamadım.

Mevsim geçiş mevsimi olduğundan montlar kısaldı. Kışın uzun montlarda saklanan arka cepler lale soğanı gibi patlamıştı gözümün önüne. Ben şu anda uzun montluyum. Üşüdüğümden değil de montu sevdiğimden. Arka cep kapalı.

Pantolonumun arka cebinde nasıl bir dikiş vardı? Yoktu. Siyah düz bir şey giymiştim. Sıkıcı olduğumdan değil pantolon rahat olduğundan.

Arka cepte kocaman parlak harfler gözümü yakıyor. Onların hepsi sahte. Çünkü o pantolonu alacak adam bu trene binmezmiş gibi hissediyorum. Kumaş pantolon ve etekler bu yazının konusu dışında olduğundan onları ve yanımdaki kızın bağırarak konuşmasını anlatmıyorum.

Durak yaklaştı. Umberto Eco Somon Balığıyla Yolculuk okusam muhtemelen daha çok eğlenirdim. Neyse. Evde gülerek okumak daha cazip. Çok yönlü bir yazar olarak bu kitapta güldürüyor. Eco okurken gülmeye anlam veremeyenlere tekrar söylüyorum. Çok eğlenceli kitap.

Bir de arka cebinde dünyayı taşıyanlar var. Şekli bozulmuş sarkık cepte cep telefonu, cüzdan, kulaklık, anahtarlık sokuşturulmuş. Çantaları o cep. Ve onlar kitap okumuyor. Çünkü kitap arka cebe sığmaz.

“Kot Pantolon Arka Cepleri” için 13 cevap

  1. dili ve cümle yapısı açısında güzel bir yapıt ortaya çıkmış ve okuyucu samimiyetni görüyor. okurken sohbet esnasında ve sanki ortak bir izlenim tezahürü var. bu da okuyucuyu daha çok içine çekiryor. kalemine sağlık. yazmaya devam

    Liked by 1 kişi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com’da Blog Oluşturun.

%d blogcu bunu beğendi: