-
Bekçi Remzi ve Şaşkın Kamil
Mizah_ “Remzi abi. Şimdi abi bize dün akşam gelen genelgede altmış beş yaş üstü sokağa çıkmayacak dendi. Sabah gelen genelgede on altı yaş altı sokağa çıkmayacak dendi. Abi kim çıkacak kim çıkmayacak anlamadım ben. Şimdi biz artık büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öpmek yerine ceza mı yazacağız. Yaşlıların emekli maaşları kuş kadar zaten onlara da ceza…
-
Bir Ben Var Benden Kırmızı
Resim: Huriye DİKİCİ Hikâye_ İlkbaharın taze soluğu sarmıştı kırları. Yine bir bayram şenliğine bürünmüştü börtü böcek. Çimenler neşeyle sallanmaya, alkış tutmaya başlamıştı. Gelincikler, papatyalar, sümbüller, bin bir çeşit çiçek başını topraktan çıkarıyor, toprağın kışı uğurlayan kahverengisini örtüyordu. Kırmızısı, mavisi, yeşili, moru… Her bahar yaşanana benzer bir cümbüş başlıyordu çiçekler arasında. Ardı ardına açanlar ve hangi…
-
Tuz Denizinin İlkel Tanrıçası
Resim: Ece ATMACA Deneme_ Yazıya “Tiamat” diye bir başlık atsaydım, İhsan Oktay Anar’ın son kitabını anlatacağım düşünülürdü. Diğer adını kullanıp Hubur da diyebilirdim. Ama o zamanda anlaşılır olmazdım. Evet, Tiamat’ı anlatacağım ama Babil Yaratılış Destanı Enuma Eliş’teki başlangıcın ana tanrıçası olan Tiamat’ı anlatacağım. Başlangıç dedik. Blog için başlangıç yazıları düşünüyorduk. Başlangıç deyince benim aklıma gelen…
-
Bir Akşam
Öykü_ Yıllardır hiç çalmayan telefon, kendi sesinin şiddetiyle zangırdadı. Altındaki sehpayı, yeri ve hatta duvarları titreterek karanlık koridoru aştı. Aralık kalan kapıdan içeri sızdı. Cam eşyalara tek tek dokundu. Salladı, devirdi. Avizenin taşları birbirine vurdu. Sessizliğin içinde o ses bir kartopu olup yuvarlandı. Büyüdü, büyüdü… Pencerenin önündeki kanepede, oturduğu yerde uyuyakalan kadını dürttü, sıçrattı. Kadın zamansız…
-
Yemek Akşamı
Öykü_ Adam ve kadın beyaz örtülü, yuvarlak bir masada baş başa akşam yemeği yiyordu. Tavandan sarkan devasa avizenin iri kristal taşları kadının yüzünde, açıkta kalan omuzlarında ve beyaz, parlak elbisesinde küçük gök kuşakları oluşturuyordu. Uzaktan bakınca kadının üzerindeki elbise masayı kaplayacak kadar kabarık görünüyordu. Neyse ki masadaki kalabalık, bunun bir göz yanılgısı olduğunu kanıtlıyordu. Çatalların…